SON DAKİKA
Yeniden Refah Partisi Diyarbakır İl…
Diyarbakır Yazarlar ve Şairler Derneği’nden…
Kadir Canpolat'tan CHP'li Milletvekillerinin Bakan…
“Yılın En Centilmen ve Başarılı…
Gül: “Üniversite-Halk birlikteliğini sağlamaya geliyorum”Haziran ayında yapılacak Dicle Üniversitesi Rektörlük seçimlerinde aday olan Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Talip Gül, adaylık sürecini değerlendirdi. Gül, 8 yıl boyunca yapılan hizmetlerin yetersizliğinden yakınarak, Üniversite’nin yıllardır halktan, sanayiden kopuk bir şekilde yönetildiğini söyledi.Haziran ayında yapılacak olan Rektörlük seçimlerinde adaylığınızı ilan ettiniz. 2008 yılında da adaylık süreciniz vardı. 8 yıl sonra neden yeniden aday oldunuz? Üniversite ne durumda? D.Ü.’DEKİ HİZMETLER YETERSİZ 2008 yılında adaydım. Fakat o dönemlerde bazı sorunlardan dolayı, ismim Cumhurbaşkanlığı makamına gittiği halde hatta atanacağımı düşündüğüm halde, o zaman ki Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül takdirini şuan ki Ayşegül Jale Saraç hoca lehine kullanarak, onu Rektörlüğe atadı. Ondan sonraki süreçte bu arkadaşlarımız, 8 yıl boyunca Üniversitede hizmet ettiler. Tabiî ki 8 yıl boyunca mutlaka hizmet etmek lazım. Çok önemli hizmetler yapmış olabilirler. Hizmetlerini inkar etmek doğru olmaz. Ama benim kanaatime göre ben bu hizmetlerin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bir kere bizim üniversitemiz Türkiye’nin ilk üniversiteleri arasında yer alıyor. 1957 yılında kurulan bir üniversite. Üniversitemizin öğrenci sayısı bilgiye 34 bin. Ancak bizden çok sonra açılan Konya Üniversitesi 120 bin öğrenci sayısı var. Yine çok önceleri açılan Isparta Üniversitesi’nde bile 80 bin’e yakın öğrenci var. Yıllardır herkesin bildiği gibi üniversite halktan kopuk bir görüntü veriyor. Aslına indiğimizde de bunun doğru olduğu ortaya çıkıyor. Siz buna katılıyor musunuz? Neden? ÜNİVERSİTE HALKTAN KOPUK Diyarbakır Türkiye ve bölge için çok önemli bir şehir. Üniversiteler her şehrin önemli kurumlarından birisidir. Yani bir belediye bir şehir için ne kadar önemliyse, Üniversitede o kadar önemlidir. Üniversite o kentin aynasıdır. Çok önemlidir. Üniversite’nin halkla iç içe olması gerekir. Ama bizim üniversitemiz de yıllardır böyle. Sadece bu iktidar döneminde değil, şimdiki yöneticiler döneminde değil. Yıllarca halkla kopuk bir Üniversite görüntüsü var. Halk üniversiteye çok sempatik bakmıyor. Bu da bizim bir eksiğimiz olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla Üniversite halkla iç içe olmak zorundadır. Bölgesel sorunların çözümünde üniversitelere çok önemli işler düşüyor. Malum bizim bölgemizde bir çok sorun var. Bu sorunların çözümünde de üniversitenin çok fazla katkı sağlayacağını düşünüyorum. Sizce öğrenci sayısı nasıl artırılabilinir? Batı’daki öğrencilerin üniversiteye kazandırılması açısından neler yapılabilinir? ÖNCE ÖN YARGILARI YIKARAK ÇALIŞMA YAPABİLİRİZ Yani öğrencilerimiz var. Öğrencilere yönelik çok ciddi aktiviteler yapılabilir. Yapılıyor, ama bunları çok ileri düzeylere götürmek mümkündür. Öğrencileri kaynaştırmak mümkündür. Mesela ben aklımda olan şey şu, Diyarbakır’daki ilk yıllarda Üniversitedeki öğrenciler karışıktı. Batı’dan da çok öğrenci gelirdi. Ama şuan baktığımız zaman genellikle bizim bölgeye hitap eden üniversite şeklinde olmuştur. Farklı etkinliklerle, farklı cazibeler oluşturarak, üniversitemiz daha cazip hale getirilebilinir. Batı’dan gelen öğrenciler, bizim burada öğrencilerle iç içe olabilirler. Batı’daki öğrencilerin, bizim öğrencilere bakış açısı da değişebilir. Çünkü şuan da önyargı var. Bu yapılabilir. Bu konuda da üniversite yönetiminin çok fazla çaba sarf etmediğini düşünüyorum. Yani Rektörün bir görevi de bu olmalı. Çünkü burası özel ve hassas bir bölgedir. Gerek öğretim üyelerine, gerek öğrencilere yönelik daha cazip projeler geliştirilebilir. Bizim üniversite bu konuda bölgenin sorunlarının çözümünde de çok etkin bir rol oynayabilir. Rektörlük yönetiminin öğrencilere yönelik yani öğrenci sayısının artırılmasına yönelik yaptığı proje ve programları yeterli buluyor musunuz? Yani yönetim bu anlamda etkin bir rol oynuyor diyebilir miyiz? ETKİN BİR ROL OYNAMIYOR Şu anda etkin bir rol oynadığı kanaatinde değilim. Yani bu sadece benim değil, herkesin kanaatidir. Hatta Hükümet ve Devlet yetkililerinin de kanaati bu yönde. Dolayısıyla burada bir eksikliğimiz var. Mevcut hizmetleri çok ileri seviyeye götürmek mümkündür. Yeni fakülteler açılarak, öğrenci sayısı artırılabilir. Benim 2008 yılında seçime girdiğimde şöyle bir düşüncem vardı; Diyarbakır Dicle Üniversite’ni Ortadoğu’nun bilim ve kültür merkezi getirmek için çok şey yapılabilinir. Çevre ülkelerden öğrenci alabiliriz. Irak ve İran gibi çevre ülkelerin üniversitelerinden öğrenci alabiliriz. Bu konu ile ilgili çalışmalar yapılabilinir. Şimdi YÖK’ün ERASMUS projesi var. Bu projenin de yetersiz olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerin gelip burada öğrenci olarak kaydını yaptırıp okumaları sağlanabilir. Potansiyel var. Binin üzerinde öğretim üyesi var. Ama bunun yanında öğrenci sayımız çok az. Erzurum’da bin 500 öğretim üyesi varken, bunun yanında 100 bin öğrencisi bulunuyor. Dicle Üniversitesi’nde sağlık alanında bir eksiklik var mı? Sağlık alanında yapılan çalışmalar var ama bunlar sanırım yeterli görünmüyor. Özellikle Diyarbakır’ın sağlık merkezi olması nedeniyle bu çalışmaları yeterli görüyor musunuz? HASTALAR ÜNİVERSİTE HASTANEMİZE GELMİYORLAR Aslında hastane anlamında çok iyi alt yapı ve potansiyel var. Bizim ana hastaneye bağlı birçok hastane var. Kardiyoloji, çocuk, Acil ve Travmatoloji Hastanesi gibi çok güzel çalışmalar. Bunları inkâr etmek doğru değil. Çok güzel bir acil hastanesi hizmete girdi. Fakat kalite bakımından düşünüldüğünde, herhalde kalitemiz çok iyi değil ki, hastalar Üniversitemize gelmek istemiyorlar. Hem otelcilik hem de sağlık hizmetleri bakımından çok yeterli olduğumuzu söylemek mümkün değil. Bunu nereden anlıyoruz? Hastalar üniversitemize gelmiyorlar. Ancak zorunlu olan hastalar geliyor. İmkânları olan hastalar, ya özel hastanelere, ya da başka illere gidiyorlar. İnanın imkânı olmayan hastalar sadece bize geliyorlar. Bu da bir Üniversite hastanesinin eksikliğidir. (Sait BAYRAM’ın Özel Röportajı)
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|