Saadet Partisi Genel Merkezinden Diyarbakır'a çıkarma

Ülkemizin yaşadığı en önemli sorun bilindiği gibi Ekonomi, Terör ve Kürt sorunudur diyen Saadet Partisi Gik Üyesi ve Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, “Bununla ilgili olarak, Diyarbakır’daki olayları yerinde incelemek, esnafımızın ve diğer vatandaşlarımızın sıkıntılarını yerinde görmek ve kendilerini dinlemek, İlimizin ekonomisindeki son durumuyla ilgili iş dünyası temsilcilerini dinlemek ve iştişare etmek üzere, Genel Başkanımız ve Başkanlık Divanı üyeleri, 5 Nisan Salı günü Diyarbakır’da olacaklardır. Genel Başkanımızın Programı 15:00 te Basın toplantısı, Ulu Camide İkindi Namazını ve Namaz sonrası Dağkapı esnafını ziyareti ve Stk’larla toplantı şeklinde devam edecektir” diye konuştu.




 
SUR İÇİNİ “ACELE KAMULAŞTIRMA” KARARI
 
Sur içi’nin kamulaştırma kararıyla alakalı da açıklamalarda bulunan Bozan, “Bilindiği gibi, Sur içinde 6642 parselde “acele kamulaştırma” kararı alındı. Dün Başbakan ve Bakanlarda Diyarbakır'da ilgili açıklamalarda bulundu. Daha önce mağdur olmuş vatandaşlarımızın bu kamulaştırma kararıyla ikinci bir mağduriyetinin olmamasına, tarihi ve kültürel dokunun korunmasına dikkat edilmesini yetkililere hatırlatıyoruz. Sur içinde kendi evinde hayatını sürdüren fakir vatandaşlarımıza en az dairesi verilmeli, Toki’ye yıllarca borçlandırılmamalıdır” dedi.
 




SEÇİM ÖNCESİ “İSTİKRAR İÇİN TEK BAŞINA İŞ BAŞINA” NE OLDU?

‘İstikrar için tek başına iş başına’ sloganının ne olduğunu soran Bozan, “Seçim öncesi, İstikrar ve çatışmaların durdurulabilmesi için Ak Partinin tek başına iktidar olmasına bağlı olduğu söyleniyordu. Halkımızda gerekli olan desteği verdi. Ama Maalesef bırakın durması olaylarda dahada artış olmuş, şehirler savaş meydanlarına dönmüş, patlayan canlı bombalar ve araçlarla hiç bir yerde can ve mal güvenliği kalmamış yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Buda anlaşılıyor ki olayların durması, Ak Partinin iktidar olmasına bağlı değil, bilakis Ak Partinin 13 yıllık iktidarının içerde ve dışardaki yanlış icraatlarının neticesidir. Bunun için bilgi birikimi, dirayet ve feraset gerekir. Terör örgütlerinin, kurucusu, destekleyicisi ve hamisi durumunda olan ABD ve Avrupa Birliği ülkeleriyle dostluklar sürdükçe olayların bitmesini beklemek saflıktan başka bir şey değildir” dedi.
 



“1 KASIMDA YA TELAVİV SEVİNECEK YA GAZZE” KİM SEVİNDİ?


Saadet Partisi Gik Üyesi ve Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
1 Kasım seçimlerinde Ak Partinin desteklenmesi durumunda Gazze aksi durumda ise Telaviv'in sevineciği” iddiasıyla Halkımızdan istenen oy alınmıştı. Ama seçim bitti roller değişti. İçerde ve
dışarda Yahudi Lobileriyle ve İsrail’le görüşmeler başladı, “Ne yapalım İsrail'e muhtaçız” denilerek halkın tepkisini düşürmeye ve halkı alıştırmaya çalışıyorlar.
Biz de iktidara “Hiç bir zaman Siyonizme, Yahudi lobilerine ve verecekleri sözlerine güvenmemelerini hatırlatıyoruz.
İktidarın yapması gereken, İslam ülkeleriyle sıcak ilişkiler kurup “İslam Birliğini” kurmasıdır. Bunu yapmadığı sürece ne içerdeki terör biter, nede İslam çoğrafyasındaki kan ve göz yaşı biter.
 


“TAŞERON İŞÇİSİNE KADRO” MÜJDESİYLE BİR FİYASKO ÇIKTI


Ak Partinin seçim önceside uyguladığı seçim taktiklerinden biri olan taşeron işçilerin kadroya alınacağı vadinin de, “Ya Ak Partinin iktidarı ya Kaos” sözü gibi fiyasko olduğu ortaya çıktı.
AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı, taşeronla ilgili kılavuz yayınladı.
Buna göre, “Kadro” değil “özel statü”ye geçiş var. İlk göze çarpan hak kayıplarına baktığımızda;
 
1-Dava açma dahil her türlü haklarından feragat etme,
 
2-İhale sözleşmesine göre, varsa fazla mesai ücretiyle sosyal hakları da dikkate alınmayacak.
 
3-Mahalli idarelerin şirketlerinde istihdam edilecekler için, İçişleri Bakanlığı’nca isim vizesinin yapılması gerekecek. 4- Özel sektör şirketlerine ait işyerlerinde çalışan işçiler düzenleme kapsamında olmayacak,
 
5- Kamuda hem asıl işlerde ve hem de yardımcı işlerde çalışan yaklaşık 720 bin işçi bundan etkilenecek, 6-Bu düzenlemeyle “maaş veya özlük hakları” yönünde farklılık olmayacak.
 
7- Kadroya alındıktan sonra 3 yıl arayla sözleşmeleri yenilecek, buda 3 yıl sonra işsiz kalma riski anlamına geliyor.
 
8- Devlet memuru kadrosuna alınmayacak, sadece özel sözleşmeli personel olarak istihdam edilecek. Görüldüğü gibi Ak Parti 13 yıldır olduğu gibi seçim öncesi pembe tablolarla İşçimizi umutlandırp oyunu aldıktan sonra, laf cambazlığıyla işçimizi avutmaya, kandırmaya devam ediyor.
 
Evet bir kes daha gördükki Akp'nin Seçim öncesi söylemleri farklı, Seçim sonrası icraatları farklı olmuştur.
 
Saadet partisi olarak diyoruzki: Bu iki örnekte de görüldüğü gibi, Samimi ve iyi niyetli olan milletimiz, kandırılma ve altmayı haketmiyor.
 
Bu icraatlar gösteriyor ki; Milletimiz “ Kandırmayan ve aldatmayan seçim öncesi farklı seçim sonrası farklı olmayan, söylem ve icraatlarıyla bir olan, Saadet Partisinin iktidarına layıktır.







 
HABER.YILMAZ ACU