Prof. Dr. Yusuf Yağmur, 2010 yılında Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başhekim olarak atandı. Hastane henüz tam anlamıyla tamamlanmamış, eksiklerle doluydu. Yusuf Hoca, hastanenin bu eksiklerini tamamlamak için günlerce, haftalarca Ankara yollarına düşmüş, Sağlık Bakanlığı nezdinde hastaneye gerekli cihaz ve teçhizatı kazandırmak adına büyük özveriyle çabalamıştır. Gece gündüz demeden, fedakârlıkla çalışarak hastanenin kapısını tüm hastalara açtı; kimseyi din, dil, ırk ayrımı yapmadan kabul etti. İhtiyaç sahiplerinin gönlünde taht kuran, onlara umut olan bir doktordu.
Yusuf Yağmur sadece bir başhekim değil, hastaları ve çalışanları için bir güven kapısıydı. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi acil servisinde zaman zaman doktorlar olmadığında, kendisi bizzat acilde hastalara bakar, bu kutsal mesleği ne kadar sevdiğini herkese gösterirdi. Hastalarına gösterdiği ilgi, onların moral ve motivasyonunu yüksek tutmak için sarf ettiği çaba her zaman takdirle karşılandı. Bu yaklaşımıyla, sağlık sektörüne insan odaklı bir yönetim anlayışını getirmiş ve birçok sağlık personelinin de gönlünde taht kurmuştur.
Yusuf Hoca, aynı zamanda manevi değerlere de önem veren bir insandı. Hastane bahçesine bir cami yapılması için kolları sıvayarak büyük bir çaba gösterdi. Cami, hasta yakınlarının ibadet edebileceği, manevi huzur bulabileceği bir alan olarak düşünülmüştü. Bu projeyi hayata geçirmek için hayırsever vatandaşlardan ve dostlarından destek topladı. Temeli hastanenin kampüsünde atılan cami, 5 bin metrekare üzerine inşa edildi ve aynı anda yaklaşık 5 bin kişinin ibadet edebileceği büyüklükte tasarlandı. Caminin bahçesinde oturma alanları, şadırvan, otopark gibi imkânlar da sunularak hasta yakınlarının her türlü ihtiyacına cevap vermesi amaçlandı.
Kendisinin başhekimliği döneminde tüm hastane personeliyle uyum içinde çalışan, sorunları güler yüzle ve yapıcı bir yaklaşımla çözmeye gayret eden bir yöneticiydi. Bu süre zarfında kendisine duyduğum saygı, onun güler yüzlülüğü, hoşgörüsü ve insana verdiği değerden kaynaklanıyordu. Onun sayesinde birçok genç iş sahibi oldu; hastanede işe başlayan arkadaşlarım hâlâ ona olan minnettarlıklarını dile getiriyorlar. Yusuf Hoca’nın adını duyduklarında gözlerinin içi parlayan bu insanlar, “Onun gibi bir başhekim görmedik,” diyerek hocalarına olan sevgilerini ifade ediyorlar.
Diyarbakır için çalışmakla geçen yıllarında Yusuf Hoca, adeta bir Diyarbakır sevdalısıydı. Aslen Adıyamanlı olmasına rağmen, Diyarbakır’a olan bağlılığı ve burada yaşayan insanlara duyduğu sevgi, onu gerçek bir Diyarbakırlı yapmıştı. Mesaisini, zamanını gözetmeksizin hastanede geçirerek hasta ve hasta yakınlarına hizmet eden bu güzel insanın Diyarbakır’da bir caddeye ya da parka adının verilmesi gerektiğine inanıyorum. Böylesine saygın ve gönüllerde yer edinmiş bir değeri her daim hatırlamak, topluma sağladığı katkıları unutmamak adına anlamlı olacaktır.
Dini, dili, ırkı ne olursa olsun herkesin kapısını açık tutan, hastalarına kendi yakınlarıymış gibi ilgi gösteren, toplumda saygın bir yer edinen Prof. Dr. Yusuf Yağmur, Diyarbakır halkı tarafından sevilen bir doktor ve toplumun her kesimine örnek olabilecek bir insandır. Devletine, bayrağına bağlı, insan psikolojisini iyi anlayan, güler yüzlü, fedakâr bir değer olarak insanlara fayda sağlamak adına çıktığı bu yolda, karanlıkta parlayan bir yıldız gibi etrafına ışık saçıyor.
Ne yazık ki, toplumumuzda Yusuf Hoca gibi, bulundukları makamı insanlara fayda sağlamak amacıyla kullananların yanı sıra, tam aksine o makamları adeta insanlara eziyet için kullanmaktan başka bir işe yaramayan kişiler de var. Umuyorum ki, Yusuf Hoca’nın yaptığı bu değerli hizmetler ve halktan aldığı dualar, bu kişilere de bir ders olur. Çünkü unutulmamalıdır ki, “Mahkeme Kadıya Mülk Olmaz.”
Prof. Dr. Yusuf Yağmur’a, sağlık alanındaki eşsiz hizmetleri, insanlara sunduğu değerli katkıları ve bizlere örnek olan mütevazı yaklaşımı için minnettarız. Böylesine güzel insanlar hayatımızda olduğu sürece toplumumuzun daima aydınlık bir geleceğe sahip olacağına inancımız tamdır. Selam, saygı ve dua ile...
YILMAZ ACU