SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() MAHSUR KALAN MÜLTECİLERE,DİYARBAKIR KIZILAYI SAHİP ÇIKIYORİnsan kaçakçıları tarafından Dünya’nın değişik ülkelerinden ‘İstanbul’a götürülme’ vaatleriyle Diyarbakır’a getirilerek kandırılan yabancı uyruklu mültecilere, Kızılay Diyarbakır Şubesi kol kanat gerdi. Gözü paradan başka bir şey görmeyen, insan kaçakçıları tarafından Afganistan, Pakistan, Özbekistan başta olmak üzere, muhtelif ülkelerden ‘Ankara ve İstanbul’a götüreceğiz’ denilerek Diyarbakır’a getirilen ve paraları alındıktan sonra, terkedilen mülteciler oldukça perişan durumdalar.![]()
Kimileri Şehirlerarası Otogar’da, kimileri Cami avlularında perişan bir durumda olan mülteciler, yaklaşık iki aya yakın bir zamandır kafileler halinde geliyorlar. Mahsur kalan mültecilere yardım elini, Diyarbakır Kızılay’ı el uzattı. Mübarek Ramazan ayı başladığı günden bu yana, iftarda sıcak yemek ve yeterince yemek dağıtan, sahurda ise kumanya veren Kızılay, adeta mültecilerin imdadına can simidi gibi yetişti. Mübarek Ramazan Ayı dolayısıyla iftarlık ihtiyaçlarını karşılayan Kızılay’ın sarf ettiği gayretler, Takdirle karşılanıyor.
![]() Açıklamalarda bulunan Kızılay İl Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Dere şunları söyledi: ‘Kızılay İl Yönetimi olarak amacımız darda kalan, mazlum, fakir ve yoksul insanlarımıza, gururlarını incitmeden ve kesinlikle rencide etmeden Kızılay olarak gereken yardımları ulaştırmak. Allah; kimseyi yerinden yurdundan evinden etmesin. Mübarek Ramazan ayının başlamasıyla beraber, her gün iftarda, bu kardeşlerimize yeteri kadar yemek ve ekmek sağlayarak, iftarlarını ve sahurlarını yapmalarını sağladık. ![]() KÖTÜ GÜN DOSTU KIZILAY, İŞBAŞINDA Ayrıca, oruç tutamayanlara kahvaltılık ulaştırıyoruz. Sağ olsunlar, hayırsever vatandaşlarımız, bu fedakâr çalışmalarımızı duyunca, bizlere katkı sağlayarak, bu hayır kervanına destek oluyorlar. Kızılay’a gelen yardımları en seri bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştıyoruz. ![]() BU İNSANLAR, RESMEN TRAJEDİ YAŞIYORLARDI Kandırılarak mahsur kalan ve sayıları kimi zaman üç yüze kadar varan mülteciler, tam anlamıyla bir dram yaşıyorlardı. Son derece sağlıksız, hastalıklara elverişli koşullarda yaşıyorlardı. Tabii buna yaşamak denirse. İnşaatlarda, buz gibi soğuk havalarda, tuvalet köşelerinde, kaldırımlarda, barakalarda, harabeye dönmüş, terkedilmiş binalarda yatıp kalkıyorlardı. Çoğu hastalıklardan kırılıyordu, bulaşıcı hastalık tehlikesi vardı. Doktor götürüp sağlık taramalarını yaptırdık. Muayene ve tetkiklerinden sonra, gerekli ilaçlarını da temin ettik. ![]() Çoğuna, kıyafet ve battaniye bile temin ettik. Bu durumda mülteciler, bir kaç gün içerisinde Göç İdaresi Başkanlığı tarafından toplanma merkezine götürülüyorlar veya İstanbul, Ankara gibi illere gidiyorlar. Ama maalesef giden grupların yerine her gün yeni gruplar geliyor. Ağrı, Doğubeyazıt, Van, Bitlis veya Silvan üzerinden yaya gelenler bile var. ![]() Bazıları kamyon kasalarında, bazıları ise bir minibüse 35 kişi bindirilip geliyorlar. Afgan, Pakistanlı, Özbek ağırlıklı olan bu kimseler, savaştan kaçıp yurtlarını terk etme zorunda kalıyorlar. ‘Sizi İstanbul’a götürüp, orada iş bulacağız’ vaatleriyle kandırılıyorlar. Birçoğunu Diyarbakır’a getirince, ‘İstanbul’a geldiniz’ diyerek burada bırakıyorlar.’
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|